Kaçış

Kaçış

Senden kaçtım geldim buralara, aklım karışık, bir parça hüzün dağıtıyor tüm benliğimi... Gözlerin yok artık odamın duvarlarına sinen, kokunu duymuyorum bu mahalleden geçerken... Her şey küçük bir kasabada kaldı, yüreğim şimdi bir yokuşu çıkıyor ağır bir yük sırtında...

Gidiyor hayat! Araba sesleri caddelerde, tanımadık yüzler, kalabalık bir ev, klişeleşmiş sözcükler girdi sessiz yaşantıma.. Sen gittin ve gelenler seni aramaya fırsat bırakmayacak kadar yoruyor beni... Sen gittin ve hayatımdan güzellikler gitti...
Artık büyüdüm sanıyorum, sen olmayınca çocuk gülüşlerim kayboluyor, kimseye güvenmeyen, inanmayan, ciddi, sevimsiz biri oluveriyorum... Hayata uyuyorum, büyüyorum ve çok ama çok korkuyorum!
Bana uzun bir yaşam kaldı şimdi... Seninle olduğu gibi çabuk geçmiyor ki hayat bu şehirde, seni beklediğim gibi beklemiyorum ki dargın penceremde...
Bir gün gelecek, sen de duyacaksın yokluğumun anlamsızlığını, yine de o akıl almaz çaresizliğimizi... Bize kalan son olgu olan çaresizliği, duymayacaksın insanları, öyle bir an gelecek ki şimdi benim de düşündüğüm gibi kollarımda sonsuza dek kalmayı dileyeceksin... Ben çok uzaklarda bir sahilde uzaklara dalmış olacağım... Öyle derinlerde olacağım ki kimse bulup çıkaramayacak beni.
Artık çok uzaklarda benim sesim, ellerine uzanamayacak bir uzaklıkta, seni çağırıyorum yokluğuma...
Karşında bıraktığım boş evin duvarlarına dalıyor musun ara sıra? Gözlerimi görüyor musun her gün seni beklediğim caddelerde... Ben o şehirde yokum artık... Artık sana eskisinden çok daha uzak kaldı sevdam. Saklayacak hiçbir şeyim kalmadı hayattan... Sessiz nefes alışların yok artık yatağımda... Uzak bir sahil kentinde yalnız bir yatakta güzel günleri düşünerek avutuyorum kendimi.
Uzağız; ikimiz de her şeye uzağız artık... Ne sen o kasabada kalabilirsin tüm benliğinle. Ne de ben bu şehirdeki eski küçük adam olabilirim artık.. Döndüm buraya sonunda; ama çocukluğumu bulamadım bıraktığım yerde... O kayıp sandığım çocuk hep seninle yaşamış ve sen de unutmuşum gelirken.
Her şeye tamam diyorum sessizce; ama bana yeni bir hayata nasıl başlanacağını söyle! Sensiz de ayakta nasıl kalır insan seni, içinde o kimsenin tanımadığı güzel yüzlü çocuğu tanıdıktan sonra? Bana bir şeyler söyle, sesini duymak istiyorum....
Ben şimdi uzak bir kentte, uzak bir çizgideyim... Boğulmadan bu kalabalık caddelerde, gel yanıma!
Ben her gün kilometrelerce yol gidiyorum, üstümde şehrin boğucu kokusu, senin kokuna öyle hasretim ki, her gün uzun yolculuklarımın sonunda sana varacağımı düşleyerek yaşıyorum... Her gün batımında seni diliyorum...

Kim kimden kaçıyor, kim kime ulaşmaya çabalıyor, bilmiyorum hiçbir şeye gücüm kalmadı artık, düşünmeye bile! İlk defa seni yazarken yoruluyorum!n

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ