Gelecek İzmir’de Başlar...

Gelecek İzmir’de Başlar...

Gelecek İzmir’de Başlar...

Çünkü her devrim önce bir bilinçte, sonra bir şehirde başlar.

İzmir yalnızca bir şehir değildir; Türkiye’nin vicdanıdır, hafızasıdır ve umududur.
Ve bu umut, hiçbir zaman tarihsiz değildir.

Bir zamanlar ilk kurşunun atıldığı, karanlığa ilk direnişin yükseldiği bu şehir, sadece düşmana değil; teslimiyete, suskunluğa, kaderciliğe de meydan okumuştur. 9 Eylül 1922’de sadece bir şehir kurtulmadı; bir millet ayağa kalktı. Çünkü İzmir, direnişin sadece cephede değil, yüreklerde de başladığını ispatladı.

Fakat İzmir’in hikâyesi yalnızca bir kurtuluş hikâyesi değildir.
O, aynı zamanda yeniden doğuşun, aklın, sanatın, halkçılığın ve özgürlüğün de hikâyesidir.

İyonya’nın düşünürlerinden Mevlâna’nın “Dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım” sözüne, Yahya Kemal’in “Sana gelmezse eğer şevk ile artık ilham, / Güzel olan ne varsa, başlar İzmir’den tamam.” diyerek tarif ettiği o duyguya kadar... İzmir, daima bir ilham menbaı olmuştur.

Bu şehir, geçmişle gurur duyar ama onunla yetinmez. Çünkü bilir ki gelecek, geçmişi sadece anmakla değil, onu aşmakla kurulur.

Bugün biz, ekonomik krizlerin, toplumsal kutuplaşmaların, çevresel tehditlerin ve kültürel yabancılaşmanın içinden geçerken...
Yeni bir gelecek tahayyülü İzmir’den yükseliyor.
Çünkü İzmir, ortak aklı önceleyen, farklılıkları zenginlik sayan, hakça bölüşümü ideal edinen, doğayla uyumlu bir yaşam biçimini savunan insanların şehridir.

Ve gelecek;
✓ bir halkın, kendine olan inancıyla,
✓ bir kadının meydanda attığı cesur adımla,
✓ bir çocuğun barış içinde oynadığı sokakta,
✓ bir gencin kentine sahip çıkma arzusunda
başlar.

İzmir’de başlar…
Çünkü İzmir, geçmişi onurla taşıyan; geleceği ise cesaretle kurmak isteyenlerin evidir.

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ